Tunç Çağı gelişmeleri nelerdir?
Bakır Çağının arkasından gelen tarih öncesi dönem olan Tunç Çağı, diğer bir adıyla Bronz Çağı, antik Avrupa, Asya ve Ortadoğu halklarının hammadde ve alet kültürlerindeki üçüncü evre olarak yaşandığı çağdır. Bölgeden bölgeye farklılık göstermekle birlikte yaklaşık olarak MÖ 3000 – MÖ 1000 yılları arasında yaşanmış olan çağdır. Kalay ve bakırın karışımından oluşan tunç Anadolu’da Kalkolitik dönem sonunda görülmüştür. Ancak tunç madeninin alet ve kap yapılmasında kullanılması MÖ 3. bin yıl başlarına rastlamaktadır.
Tunç Çağı dünyanın her yerinde değişik tarihlerde yaşanmıştır. Örneğin yüksek kültürlerin yaşandığı Mezopotamya ve Anadolu, dünyanın öteki bölgelerine göre, Tunç çağlarını daha önceki zamanlarda yaşamış ve hatta bu çağlar içinde yazılı tarih dönemine girmişlerdir. Batı Avrupa, Uzakdoğu gibi bölgeler tunç çağlarını daha sonraki zamanlarda yaşamışlardır.
Mezopotamya’da ve Mısır’da tunçtan eserlerin yapılmaya başlandığı dönemlerde yazı henüz yeni keşfedildiğinden doalyı bu ülkeler için Tunç Çağı deyimi yerine yazılı belgelerden elde edilen kronoloji ve sınıflandırmalar kullanılmıştır. Buna karşılık yazıyı kullanmaya başlamamış olan Anadolu, Hellas (Yunanistan), Balkanlar ve Avrupa gibi bölgeler için Tunç Çağı sözcüğü kullanılmıştır. Tunç Çağı Anadolu’da MÖ 3000, Girit’te, Ege’de ve Hellas’ta MÖ 2500 – MÖ 2000 yıllarında, Avrupa’da ise MÖ 2000 yıllarında başlamıştır.
Tunç Çağı önceki çağların tarım, hayvancılık, dokumacılık, çömlekçilik gibi buluşlarına, çok daha güçlü silahların üretilmesine, daha ince ve estetik süs eşyalarının yapılmasına imkan veren bakır ve kalay alaşımı olan tuncun keşfini eklemiştir. Besin üretiminde olduğu gibi, metal işleme alanında da teknolojik gelişmeler her bölgede farklı zamanlarda yaşanmıştır.
Anadolu’da Tunç Çağı üç evreye ayrılmıştır:
Tunç Çagı üç bölümü ayrılır:
1. Erken Tunç Çağı (MÖ 3000 – MÖ 2000)[1]
2. Orta Tunç Çağı (MÖ 2000 – MÖ 1750)
3. Geç Tunç Çağı (MÖ 1750 – MÖ 1200)
Erken Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2500)
Erken Tunç I, II, III olarak incelenen bu Tunç Çağının evresinin ilk döneminde daha çok, Kalkolitik dönemin tarıma dayalı köy kültürü devam ettirilmiştir. Bronz alet kullanımı pek fazla yaygın değildir. Mezopotamya ve Mısır’da M.Ö. 4. Bin yıllaırnın sonlarından itibaren yazının kullanılmasına rağmen Anadolu bu aşamaya ulaşamamıştır. Bu evrede daha koyu renkli ve iyi açkılı seramikler yapılmıştır. Yapılar taş temeller üzerine kerpiçten megaron planlı olarak inşa edilmiştir. Bazı yerleşim yerlerinin çevresi bir surla çevrilmeye başlanmıştır. Ölüler yerleşim alanı dışına, ölü armağanlarıyla birlikte ve bacaklar karına çekik olarak gömülmektedir. Çağın bir başka özelliği de daha çok Batı Anadolu’da rastlanan keman biçimindeki mermer idollerdir. Bu dönemin en önemli teknolojik buluşu olan kağnı biçimindeki dört tekerlekli araba büyük öneme sahiptir. Bu evrede Troia I, Beycesultan, Demircihöyük, Alacahöyük, Semahöyük, Tarsus, Alişar, Karaoğlan, İkiztepe, Kültepe ve Norşuntepe Anadoludaki yerleşim yeri olarak görülmektedir.
Erken Tunç II, Orta Anadolu’da güçlü beyliklerin ortaya çıkarmış olduğu bir evredir. Batı Anadolu’daki Troia II’nin yanı sıra Kızılırmak batısında, Ankara yakınlarında Karaoğlan, Ahlatlıbel, Etiyokuşu, Polatlı, Kızılırmak doğusunda ise Alişar ve Alacahöyük bu dönemin en önemli yerleşim yerleridir.
Orta Tunç Çağı (2000-1750)
Orta Tunç Çağı, bazı kaynaklarda Asur Ticaret Kolonileri çağı ve Eski Hitit Çağı olarak da adlandırılmaktadır. Orta Tunç Çağında Asur’dan gelen tüccarlar sayesinde Anadolu’da ticaret merkezleri kurulmuştur. Bu merkezlerden büyük olanına “karum”, küçük olanına ise “wabartum” denilmiştir. Asurlu tüccarlar Anadolu’ya kalay ve kumaş getirmiş olup Anadolu’dan da gümüş, altın, işlenmiş bakır götürmüşlerdir. Kültepe’de çivi yazılı çeşitli tabletler bırakmışlardır.
Amasya, Orta Tunç Çağı’nda Mezopotamya yazılı belgelerinde “Hatti Ülkesi” olarak bilinen uygarlığın sınırları içerisinde kalmıştır. M.Ö. 2500-2000 tarihleri arasında Anadolu’da güçlü bir uygarlık kuran Hattiler’e ait önemli yerleşmelerden biri Amasya Merkez İlçeye bağlı olan Mahmatlar Höyüğü’dür. Mahmatlar Höyük, 1949 yılında defineciler tarafından kaçak kazılar sonucunda tahrip edilmiştir. Burada bulunan eserler daha sonra resmi makamlar tarafından ele geçirilmiş olup altın, gümüş ve bronzdan oluşan bu eserler Hatti Uygarlığı’nın önemli eserlerindendir.
Geç Tunç Çağı, MÖ 1550 ve 1200 arası döneme verilen addır. Bu dönemde Anadolu’da Hattileri ortadan kaldıran Hititler egemen olmuştur. Çağın sonuna doğru Hititler yıkılmıştır.
Tunç Çağında köyler büyümüş, ilk şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Yine bu çağda insanların ihtiyaçlarından fazlasını üretmeleri veya başka ürünlere ihtiyaç duymaları değiş tokuşa dayalı ticaret hayatının başlamasına yol açmıştır.