Türkiye’deki Alevi gruplar kimlerdir?
Ülkemizdeki aleviler , Nusayriler ve Anadolu Alevileri olmak üzere iki grupta toplanabilir. İran Şiiliğini benimseyen Türkmen Azerileri ise genel olarak ayrı bir grup olarak değerlendirilmiştir.
1. Anadolu Alevileri
Bugün nüfusları yaklaşık olarak 12-13 milyon civarında olan Anadolu Alevilerinin yaklaşık olarak 10 buçuk milyonu kendilerini Türkmen, bir milyonu Kürt ve 500 bini Zaza olarak tanımlamaktadır. Herkes tarafından kabul edilen düşünceye göre, bir Türk devleti olan İran Safevi Devleti’nin kurucularının tamamı, Türk Safevi soyundan Şah İsmail’i 1501 yılında İran tahtına oturtmuş olan ve bu devleti 100 yılı aşkın bir süre yöneten Anadolu Alevi Türkmenleridir.
Kendilerini Kürt ve Zaza olarak tanımlamış olan Alevilerin de gerçek kimlikleri itibarı ile Türkmen oldukları bazı araştırmacılar tarafından belgelerle ortaya konmuştur. 1240 yılında Selçuklular dönemindeki alevi Babai İsyanı sonrasında devlet tarafından dışlanmış olan, Osmanlı Devleti döneminde ise son derece ağır baskılar karşısında varlıklarını koruyabilmek için Zazaların ve Kürtlerin yoğun olduğu ulaşılması güç dağlık bölgelere çekilmiş olan ve bu bölgelerde kimlik değişimine uğrayan Alevi Türkmenleridir.
Alevileri bu kimlik değişiminde belirleyici olan etmen yaşam ve kültür tarzı olmuştur. Grup dışı evliliğe kapalı olan Alevilerin ve Sünni-alevi karşıtlığı gibi sebepler ile bu Türkmen gruplar o tarihlerde yaklaşık olarak 600-700 yıldan beri Sünni olan Zazalar ve Kürtlerle evlilik bağı kurmayarak ırki özelliklerini büyük ölçüde korumuşlardır. Günümüzde hala bu toplulukların yaşamakta olduğu bölgelerdeki coğrafya ve yerleşim yerlerinin isimleri, bunların ibadet dilleri, aşiretlerin büyük çoğunluğunun isimleri Türkçedir.
Alevi ve Zaza olan yazarlardan biri olan Cemal Şener 1992 yılında yayınlanan kitabında alevi Zazaların ve Alevi Kürtlerin Türk olduğunu belgeler ile ispatlamıştır. Daha bir çok yazar bu durumu belgelerle ortaya koymuştur.
2. Nusayriler
Nüfusları yaklaşık olarak 300 bin olduğu tahmin edilen Nusayriler, Hatay merkez, Samandağ, kısmen de olsa Adana, Mersin, Tarsus ve İskenderun2da yaşamaktadırlar. Gerek ibadet esasları gerekse inanç yapısı bakımından ve gerekse gelenek ve görenekleri itibari ile Anadolu Aleviliğinden farklılık göstermektedirler. Bu mezhebin kurucusu Muhammed bin Nusayr’dır. Suriye nüfusunun yaklaşık %15 ‘ni Nusayriler oluşturmaktadır. Ayrıca Lübnan’da da Nusayri bir grup yaşamını sürdürmektedir. Irak Nusayrilerin çıkış merkezi olarak kabul edilmektedir.
Ülkemizdeki Nusayrilerin çok önemli bir bölümü kendilerini Arap olarak tanımlarlar. Bir bölümü de Horasan Türkmeni ve diğer bir bölümü de Eti Türkü olarak kendilerini kabul ederler.
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki Ülkemizdeki Nusayrilerin büyük bir bölümü kökenleri itibari ile Türkmen’dirler. Bir çok yabancı ve yerli araştırmacı, Antakya Kilisesi kayıtlarına, Hatay Salnameleri’ne Mesudi, Taberi, İbn-i Havkal, İbn-i Batuta, Tarsusi gibi tarihçileirn eserlerine dayanarak bu sonuca ulaşmışlardır.
Fakat Irak ve Suriye’de anadillerini unutmuş olan ve sonradan Abbasiler tarafından Bizansa’a karşı bir güç olarak Anadolu’ya yerleştirilmiş olan Nusayrileri çevre halk ve devlet Arap olarak görülmüş Aslen Horasan Türkmeni olan bu topluluğu adeta Araplığa itmiştir.
3- Şiiler (Caferiler)
Alevi olarak kabul gören diğer bir gruptur. Yaklaşık olarak 300 bin civarındadırlar. Daha çok Kars, Ardahan, Iğdır ve İstanbul’da yaşamakta olan tamamı Azeri Türkü olan topluluklardır.