Uykuda neden pozisyon değiştiririz?
Vücudun estetik olarak güzel görünmesine vesile olan cildimizdir. Ayrıca dışarıdan gelen etkilere karşı koruyucu bir kalkan gibi görev yapar. Yani güneşin zararlı etkilerinden, yaralardan vücudu korur. Cilt yüzeyinde çok sayıda mikro organizma olmasına rağmen, bunlar cildi aşarak vücudumuza zarar veremezler. Cildimiz ayrıntılı incelenirse, özellikleri daha iyi anlaşılır. Sıcak ve soğuğa karşı, ağrıyı ve dokunmayı hissetmeye, vücut ısısının ayarlanması için damarların daralıp genişlemesine, terlemeye, mikropları öldürmeye, yara iyileşmesine, D vitamini sentezine, toksinleri atmaya destek olan oldukça önemli bir organdır.
Deri iç kısımda dermis, dış kısımda epidermis olarak iki temel hücre tabakasından meydana gelmiştir. Beş alt birimi olan epidermis, insanın kimliğini tanıtmak açısından en önemli işaretleri taşımaktadır. İnce tabakalar halinde olan her birim, farklı fonksiyonları yerine getirecek şekilde düzenlenmiştir. Bu beş farklı tabakayla cilde önemli oranda esneklik ve elastikiyet kazandırılmıştır. Ciltteki bu tabakalar birbirinin üzerinde hafifçe kayar ve basınç uygulanırsa sıkışırlar. Örneğin sert bir zeminde oturulduğunda sıkışır. Sert zeminle temas ortadan kalktığında ise, cilt yeniden eski konumuna geri dönerler. Bu şekildeki elastikiyet cildin sağlam olması için oldukça önemlidir.
Cildin ince yapısı içinde sık lifli bağ dokusunun içine gömülü halde ter bezleri, duyu alıcı reseptörler, kılların çıkmış olduğu kökler ve bölgeye bağlı olan kıl kasları, serbest sinir uçları ile kılcal damar ağları bulunmaktadır. Ciltteki serbest sinir uçları sıcak ve soğuğa, basınç ve ağrıya duyarlı olma gibi önemli görevler verilmiştir. Kan dolaşımının devam etmesi vücutta oldukça ince hesaplamalara dayanmaktadır. Kan damarları cilde geldiği zaman, kılcal damarlar şeklinde vücutta ağ şeklinde dağılır.
Uykuda neden pozisyon değiştirilir?
Cildin alt kısmında olan atardamarlardaki kan basıncı, toplardamarlara göre daha yüksektir. Cilde devamlı olarak dışarıdan uzun süre basınç uygulandığında, toplardamarlarda olan kan basıncı artar ve bu bölgede olan kılcal damarlardaki kan akımı bozulur. Artık oksijen, şeker ve diğer besin maddeleri bu bölgeye ulaştırılamaz, aynı zamanda buradaki atık maddeler de bölgeden uzaklaştırılamaz. Bu durumda ciltte beslenme bozukluğu meydana gelir.
Cildimizde bulunan duyu alıcı hücreler, bağlanmış olduğu sinirlerle dokudaki beslenme bozukluğunu algılayarak bunu histamin gibi kimyasal ürünlerle beyne iletirler. Bu duruma beynin müdahalesi nedeniyle uykuda pozisyon değiştirilir. Bu sayede bölgedeki kan dolaşımı düzelir. Fakat basınç devam ederse, cilt hücreleri dıştan içeriye doğru giderek ölmeye başlar. Sağlıklı olan kişilerde bu sistem iyi çalışır. Ancak yatalak hastalarda, yoğun bakımda olanlarda, felçlilerde doku beslenmesi bozulduğundan, ciltteki doku ölümü daha iyi görülebilir. Yaşamın aksaklık olmadan devamı için bu sistemin mükemmel bir dengede devam etmesi gerekir. İnsanlarda basınç yarası olursa, vücut dışarıdan gelen tehlikelere açık kalır. İçeri giriş yapamayan bakterilerin önü açılır. Özellikle vücutta çıkıntılı olan kalça, omuz, diz, sırt gibi yerler daha fazla baskıya maruz kalır. Bu bölgelerin yaklaşık olarak dört saat baskı altında kalması, cildin bütünlüğünün bozacak etkiler yapabilir. Bu nedenle insanlar uykuda olduklarında birkaç defa pozisyon değiştirir ya da değiştirmesi gerekir. İnsanlar her gün uykuda olduklarında bu riski yaşarlar. Fakat sağlıklı olunduğunda, bu mükemmel sistemler farkında bile olmadan vücudu bu olumsuz etkilerden korur.