Uzun süre televizyon izlemek neden zararlıdır?
Televizyon, nam-ı diğer aptal kutusu, yüksek miktarda radyasyon yaydığı için beden sağlığını olumsuz etkileyen cihazlardan biridir. Uzun süreler boyunca karşısında bulunmak, ortama yayılan elektromanyetik dalgalar sebebiyle beden kimyamızı bozmakla kalmıyor, diğer yandan zihinsel ve ruhsal dünyamızın özümüze yabancı bir hal almasına yol açabiliyor.
Uzmanlar günde iki saatten fazla televizyon izleyenlerin çağın hastalıklarından biri olan obeziteye yakalanma riskinin %28 olduğuna dikkat çekerken, herkesi bilinçli olmaya çağırıyorlar.
Uzun süre televizyon izlemek
1) Hareketsizliğe yol açar
2) Tembelliğe iter
3) Çalışma isteğini azaltır
4) Enerji kaybına, uyuşukluğa ve mutsuzluğa yol açar
5) İnsanda sürekli bir şeyler atıştırma isteği yaratır
6) Yayılan ışınlar vücudun hormon düzenini bozduğundan vücutta yağ birikimine neden olur
7) Zihnin gereksiz mesajlarla dolmasına ve yorulmasına yol açar
8) Bilinçaltı kirliliği yaratır
9) Uykusuzluğu tetikler
10) Düşünme ve üretme kabiliyetlerini köreltir
Reyting kaygısı yüzünden kaliteli diyebileceğimiz, insanı bilgi, görgü ve ahlaki açılardan geliştiren programların oldukça az sayıda olması ve televizyonun en çok izlendiği saatlerde bu tarz programlara yer verilmemesi nedeniyle, yapılması gereken en doğru hareket, televizyonu hayatın merkezi olmaktan çıkarmak ve belli programları takip etmek için ona başvurmaktır. Beden-zihin ve ruh sağlığını korumak adına bu planı yapmak önemlidir.
Bu amaçla bir televizyon dergisi takip edilebilir. Hangi kanalda hangi saatte hangi programların olduğunu bildiren yayın cetvellerinden yararlanarak kişi sadece ilgi ve alaka durumuna göre belli saatlerde belirlediği programları izlemek için televizyonun karşısına geçebilir.
Televizyon konusunda yapılan en büyük hata onun bir arkadaş gibi görülmesidir. Evde bir ses olsun mantığıyla sürekli açık tutulan televizyonun zararları konusunda akılcı bir hesaplama yapmak kendine değer veren herkesin görevidir.
Çok uzun süreler boyunca izlendiğinde, televizyonun sıradan bir cihaz olmaktan çıkıp, insana hükmedebilen bir güç haline geldiği unutulmamalıdır.