Vaka-ı Hayriye nedir?
Vaka-i Hayriye diğer adıyla “Hayırlı Olay”, 16 Haziran 1826 tarihinde, Osmanlı padişahı II. Mahmut tarafından İstanbul’da Yeniçeri Ocağı’nın topa tutularak yok edilmesi ve sağ kalanların ise idam edilmesi ile sonuçlanmış olan olaylara verilen isimdir.
Yeniçeri Ocağı , kuruluş yılları sonrasında ve Osmanlı Devleti’nin yükselme döneminde pek çok hizmetlerde bulunmuştur. Yeniçeri Ocağı ,büyük zaferlerin kazanılmasında etkin rol oynamıştır. Fakat, ocağın bu hizmeti devamlılık göstermemiştir. 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet’e itaatsizlikleriyle başlayan disiplin bozukluğu 16. yüzyılda daha açık hale gelmiştir. III. Murat zamanında genel olarak daha çok bozulmaya başlamıştır. Devşirme Kanunu bütünüyle tatbik edilmeyince, Yeniçerilerle hiç ilgisi olmayanlar, Ocağa kaydedilmeye başlanmıştır. Disiplin tam anlamıyla bozulmuştur. Hâdise çıkarma bir âdet hâline gelmiştir. Seferden kaçma, muharebeye katılmama, kumandanları, devlet adamlarını ve hattâ sultanı dahi azletmek, katletmek fiillerinde bulunmuşlardır. Islah teşebbüsleri işe yaramadığı gibi, bunu kabul de etmiyorlardı. Talime yanaşmadıklarından dolayı devrin silahlarını kullanmıyor, muharebe taktiklerini, yöntemlerini kabul etmiyorlardı. Zaman içerisinde asli vazifelerinden tamamen uzaklaşmışlardır. Esnaflık ve ticaretle uğraşmaya başlamışlardır. Osmanlının yüzyıllar boyunca üç kıtada hakim kılmaya çalıştığı İslam ahlakını terk etmişlerdir. Kadın ve erkeklere sarkıntılıkta bulunma, birbirleri ile kavga, tüccar, esnaf ve diğer çalışanları haraca bağlama ya da kazançlarına ortak olma, gibi kanunsuz hareketler engellenemez hale gelmiştir. Harpten kaçma, ağalarını öldürme, reayaya her türlü zulüm ve işkence gibi zorbalıkları da, ahalinin Yeniçeriler aleyhine dönmesine yol açmıştır.
Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa ve taraftarları Kabakçı Mustafa İsyanı esnasında tahttan indirilmiş olan Sultan III. Selim’i tekrar tahta geçirmek için bazı görüşmeler yapmışlardır. Sonunda İstanbul’a 16.000 kişilik bir ordu ile yürüyen Alemdar Mustafa Paşa, Hacı Ali Ağa’yı İstanbul’a göndererek 1808 yılında Kabakçı Mustafa’yı öldürttü . Ordusuyla birlikte İstanbul’a gelen Alemdar Mustafa Paşa birçok isyancıyı da öldürdükten sonra Babıali’ye gelmiştir. Arapzade Arif Efendiyi şeyhülislam yaptıktan sonra saraya gitmiştir. Sultan IV. Mustafa, Alemdar Mustafa Paşa’nın Sultan III. Selim’i tekrar padişah yapmak için geldiğini söyleyen şeyhülislamı kovmuş ve kardeşi Şehzade Mahmut ve Sultan III. Selim’in öldürülmesini emretmiştir. Sultan III. Selim bu emir üzerine hemen öldürülmüştür. Şehzade Mahmut ise cariyelerin ve hizmetkârlarının yardımı ile sarayın çatısına kaçırılmıştır. Alemdar Mustafa Paşa, Sultan IV. Mustafa’yı tahtan indirip yerine Sultan II. Mahmut’u getirmiştir. Sultan II. Mahmut, kendisinin tahta çıkarılmasını sağlayan Alemdar Mustafa Paşa’yı sadrazamlığa getirilmiştir.
II. Mahmut, Alemdar Mustafa Paşa’ya geniş yetkiler tanımıştır. Sadrazam, ilk iş olarak da Kabakçı ayaklanmasıyla ilgisi olanları cezalandırmıştır. Rumeli ve Anadolu’daki ayanı İstanbul’da toplayarak onlarla 29 Eylül 1808 tarihinde Sened-i İttifak’ı yapmış. Ayanlar, bu sözleşme ile hükümet emirlerini dinleyeceklerine dair söz vermişlerdir. Nizam-ı Cedid ordusu Sekban-ı Cedid adıyla yeniden kurulmuştur. Konya’dan çağrılmış olan vezir Kadı Abdurrahman Paşa yeni ordunun başına getirilmiştir. Esame denilen yeniçeri ulufe cüzdanlarını, bedellerini ödemek sureti ile satın alıp, imha ettirmiştir. Alınıp satılabilen bu cüzdanlar sayesinde, askerlikle ilgisi olmayanlar, asker maaşı alabiliyorlardı. Binlerce esame yok edilmiş olsa da bu konuda tam bir başarı gösterilememiştir. Gelişmeleri izleyen IV. Mustafa ve Kapıkulu ocakları mensubu olan ağalar 14 Kasım 1808 gecesi, Alemdar Mustafa Paşa’nın konağını basmışlar. Ayaklananlar Sultan II. Mahmut’u tahttan indirmek için saraya saldırmışlar. Kadı Abdurrahman Paşa Sekban-ı Cedid askeriyle Topkapı Sarayı’nı savunmuştur. Kadı Abdurrahman Paşa, 3000’den fazla yeniçeri ve diğer ayaklananları kılıçtan geçirtmiştir. İki taraf da birbirlerine karşı üstünlük gösterememiştir. Bundan dolayı II. Mahmut iktidarını 18 yıl boyunca ince bir denge üzerine kurmak zorunda kalmıştır. Sultan II. Mahmut, 18 Kasım 1808 tarihinde Sekban-ı Cedid’i dağıtmıştır. Kadı Abdurrahman Paşa Anadolu’ya kaçmış ama hakkında çıkan ferman gereği idam edilmiş. Ve bu olay yeniçeri ocağının kaldırılmasını geciktirmiştir.
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması, sadrazam Benderli Mehmet Selim Sırrı Paşa zamanında gerçekleştirilmiştir. 17 yıldır bu ocağı kaldırmayı düşünen II. Mahmut, 25 Mayıs 1825 tarihinde düşüncesini uygulamaya koymuştur. Eşkinci ocağı adını verdiği yeni bir askeri sınıf kurmuştur. Avrupa tarzında üniforma giydirilmiş olan modern ordu, 11 Haziran 1826 tarihinde eğitime başlamıştır. Üç gün sonra ayaklanan yeniçeriler, kazanlarını Etmeydanı’na çıkararak gösteriler yapmışlardır. Aksaray’daki Etmeydanı’nda bulunan yeniçeri kışlaları top ateşine tutulmuş ve 6.000’den fazla yeniçeri öldürülmüştür. 20.000 civarında isyancı da tutuklanmıştır. 16 Haziran 1826 tarihinde Yeniçeri Ocağı’nın yerine, Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı yeni bir ocak kurulmuştur.