Vandalizm nedir?
IŞID’in Kobani’deki insanlara yapmış olduğu insanlık dışı zulümlere karşı ülkemizin çeşitli yerlerinde sınırları aşan çeşitli eylemler yapılmıştır. Kobani eylemleri olarak ifade edilen bu eylemlerden sonra gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, gerek Başbakan Ahmet Davutoğlu ve gerekse AKP milletvekilleri tarafından her ortamda kullanılan Vandalizm, artık herkes tarafından kullanılmaya başlanmıştır.Ancak bugüne kadar bu kavramı duyan çok az kişi olduğunu söyleyebiliriz. Vandalizm denilince beklide biraz tarih bilgisi olanların aklına Vandallar gelmektedir. Bunun dışında herhangi bir çağrışımının olduğu söylemek güçtür.
Vandallık ya da bir akım olarak Vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca veya bir ürüne zarar vermek suretiyle yapılan eylemi ifade eder. Vandal olarak tanımlanan bir kişi; yok etme, kırma, parçalama, kesme, yakıcı madde atma, Molotof kokteyli kullanma,boya atma yoluyla sonucunu bilerek, başkasının veya kamunun sahiplenmiş olduğu, önemsediği ve değerli bulduğu herhangi bir maddeye (örneğin, okul araç-gerecine, müzede sergilenen tarihsel bir yapıta, resim galerisindeki bir tabloya, Atatürk büstüne, bankalara, hastaneye) zarar verir.
Vandalizmin çıkış noktasıolan Fransız Devrimi sürecinde bir din adamı tarafından Cumhuriyet Ordusu’nun bir takım davranışlarını nitelemek için kullanılmasıdır. Papaz Henri Grégoire ordunun bu davranışlarını 455 yılında Roma’daki bir çok eyaleti yağmalamış olan Cermen soyundan olan Slav kökenli Vandallara benzetmiştir. Bu eyaletler Galiçya (İspanya), Galya (Gallia), Endülüs (Hispania Baetica), Kuzey Afrika ve Akdeniz adalarıdır. MS 439 – 533 yılları arasında çok kısa bir süre ayakta kalan bir Afrika Vandal Krallığını kurmuşlardır.
Vandalizmin psikiyatrik yönü antisosyal bir kişilik bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Erkeklerde bayanlara göre daha fazla görülmektedir. Kadınlarda daha az görülmesine rağmen antisosyal kişilik bozukluğu olan annelerin eşlerine ve çocuklarına karşı şiddet içermekte olan davranışlarda bulunduğu ifade edilmektedir. Vandalizmin bilhassa ergenlik çağında ilaç, uyuşturucu ve alkolün kötüye kullanılması ile ilgili olduğu saptanmış olup; kokain kullanmakta olan gençlerde %57 oranında bu şekildeki davranışlar görülmektedir.
Genellikle sosyoekonomik düzeyi düşük olan ve okul çağındaki gençlerde daha sık karşılaşılmaktadır. Yapılan bir araştırmada lise düzeyindeki öğrencilerin %5’inde vandalist davranışların gözlenmiştir. Suç oranının genç nüfusta daha fazla olmasının sebebi, ergenlik dönemindeki hızlı duygusal ve fizyolojik değişikliklerdir. Eğitim, ilgi, sevgi ve şefkat gibi önemli ve hassas değerlerden yoksun olan , yetişme çağındaki kişilerin suça eğilimli bir sosyal çevreye itildikleri görülmektedir.
Vandalizm; bilgisizlikten dolayı veya zevk için kamu malları ya da yapıtlarını büyük zararlara sebep olarak yıkmak ve bu yıkımı bir amaç haline getirmektir. Genel olarak “kırıp geçirmek” anlamında kullanılan bu kavrama yaygın olarak Fransız Devrimi esnasında rastlanmasına rağmen daha eski dönemlerde de bu durumlara rastlanmaktadır. Kavimler göçünden sonra “Vandal”lar eski Roma ve Yunan medeniyetlerine ait olan sanat eserlerini tahrip etmiş ve yağmalamışlardır. 19. yüzyıldan başlayan koruyucu önlemler geliştirilmeye çalışılmışsa da, vandalizm tam anlamıyla önlenememiştir.
Roma İmparatorluğu döneminde, “damnatio memoriae” denilen yani hatıraların lanetlenmesi anlamına gelen bir uygulama vardır. Bu uygulamaya göre sevilmeyen birisi öldüğü zaman ona ait olan heykeller kırılır veya kafaları koparılır, isimleri bütün kayıtlardan çıkarılır ve adları bir daha anılmaz. Örneğin Neron, imparator olduğu zaman kendinden önceki imparatora ait olan bütün heykelleri yıktırtmıştır.
Hıristiyanlığın kabul edilmesinden sonra Roma’daki heykellerin büyük bölümü ya tahrip edilmiş ya da heykellerin alınlarına haç kazınmıştır.
Eski Mısır’da rahipler gücü ellerine geçirdikleri zaman benzer uygulamalar ile, kendilerinin gücünü kısıtlayan firavunun mezarını tahrip ettirmişlerdir. Modern zamanlarda da süren vandalizm, Naziler tarafından yıkılan Yahudi sembolleri, Sovyetlerin çöküşünden sonraki tahribatlar, Taliban tarafından yok edilen tarihi dev Buda heykelleri vb ile sembolleşmiştir.
Şimdide büyük şehirlerde estetik, güzel ve değerli olan her şeye, ortak yaşam alanlarına saldırı olarak yaşanmaktadır. Holiganizm gibi vandalizm de güncel toplumsal bir problemdir. Ülkemizde daha çok İstanbul ile Güneydoğu Anadolu illerinde gerçek amaçları başka olan grupların gerçekleştirmekte olduğu olaylardır. Yabancı bir ajanın provokatörlüğünde gerçekleşen bu olaylar neticesinde değerli olan en varsa zarar uğratılmaktadır.