Vejetaryen nedir?
Yaygın bir biçimde Vegan beslenme alışkanlıkları yani Veganlıkla karıştırılan vejetaryenlik, farklı türleri bulunan ve bu nedenle de tüketilen ürün çeşitliliğinin de değiştiği bir beslenme alışkanlığıdır. Her ne kadar oldukça büyük bir kesim kelimeyi okuduğu gibi “vejeteryan” şeklinde yazsa da, aslında vejetaryen şeklinde yazılır ve Türkçe “yazıldığı gibi okunan” bir dil olduğu için aynı şekilde de okunması beklenir… Lacto, Su ve Ovo-Lacto gibi türleri bulunan vejetaryenliğin kapsamı da kişinin benimsediği anlayışa göre farklılık göstermektedir. Ancak Veganlıktan farklı olarak vejetaryenlik “sadece beslenmeyi” içeren bir anlayıştır. Zira Veganlar, et ve et ürünlerini yemediği gibi hayvanlardan elde edilen giyim eşyalarını ve diğer ürünleri de toptan reddeder. Kürk kullanmayan Veganların bazıları, ipek kumaştan üretilen herhangi bir ürünü dahi kullanmamaktadır. Ancak vejetaryenliğin bu tarz bir anlayışı olduğu söylenemez çünkü bu anlayış yalnızca besinlerle ilgilidir.
Türk Dil Kurumu (TDK)vejetaryen kelimesi yerine “etyemez” kelimesini önermiştir ancak TDK’nın bu önerisi pek fazla kullanılmamaktadır. Ayrıca vejetaryenliğin yalnızca et yememek ile ilişkilendirilmesine neden olan bu kelime, anlayışı tanımlamak için de yetersiz kalmaktadır. Çünkü bazı vejetaryen anlayışlarda; tereyağı, yoğurt ve hatta süt gibi hayvansal gıdalar da tüketilmemektedir. Süt ve süt ürünlerinin tüketilmediği Su Vejetaryenliği daha çok Hindistan’da benimsenmekte ve doğrudan Budizm ile alakalı bir beslenme biçimidir. Budist rahiplerin benimsediği Su Vejetaryenliği, soğan ve sarımsak dahi yenmeyen oldukça katı bir beslenme türüdür. Lacto ve Ovo-Lacto olarak bilinen “popüler” vejetaryen beslenme alışkanlıkları ise temel olarak “yumurta” tüketimi konusunda birbirinden ayrılmaktadır.
Lacto vejetaryen beslenmede yumurta tüketilmemekte ancak süt ve yoğurt ya da tereyağı gibi süt ürünleri tüketilmektedir. Yumurtanın bilinen en kaliteli protein ve amino asit kaynaklarından biri olması, Lacto-vejetaryen beslenenlerin kendilerine doğru bir beslenme programı oluşturmasını “zorunlu” hale getirmektedir. Zira gerek sarısındaki yağlar ve vitaminlerle gerekse de beyazındaki yüksek miktarlı proteinle insan bedenin birçok ihtiyacını karşılayan yumurtanın bu beslenme anlayışında tüketilmemesi, ihtiyaç duyulan bu temel yapı taşlarının vücuda alınması için beslenme programının da özenle hazırlanmasını gerektirmektedir. Bu beslenme anlayışının en makul olanı olarak kabul edilen Ovo-Lacto vejetaryenlik ise yumurta tüketimi konusunda herhangi bir kısıtlama yapmamaktadır. Ovo-Lacto vejetaryenler süt ve süt ürünleri ile birlikte yumurta da yiyebilmektedir.
Vejetaryen beslenme anlayış tüm et çeşitlerini tüketmemeyi kapsamaktadır. Bu bağlamda bu tanıma sadece çiftlik hayvanları değil, tüm kümes hayvanları ve balıklar da dahildir. Amerikan Diyet Derneği ve Kanada Diyetisyenler Birliği tarafından yapılan açıklamalarda “doğru şekilde uygulanması” durumunda vejetaryen beslenmenin sağlık açısından herhangi bir sorun teşkil etmediği ve hatta bir takım hastalıklara yakalanma riskinin de azalmasına yardımcı olduğu belirtilmiştir. Ancak yine de vejetaryen beslenen kişilerin gerek sosyal hayatta gerekse de özel hayatında sağlıklı kalmak için titiz bir beslenme programı uygulamak zorunda olması, vejetaryen anlayışın benimsine karar vermeden önce iki kere düşünmeyi gerektirir.