Vücudumuzdaki kıkırdaklar kendini yeniler mi?
Kıkırdak vücutta bulunan sertliği ve esnekliği olan bir çeşit bağ dokusudur. Kemiklerimiz kadar sert bir yapıya sahip olmayan kıkırdak, daha esnek, damarsız ve dayanıklı bir yapıdadır. Fakat farklı etkiler yüzünden kireçlenme ve kemikleşme eğilimi bulunur. Bazı yassı balıkların ve köpekbalıklarında iskelet yaşamları boyunca kıkırdak doku olarak kalmaktadır. Kıkırdak hücrelerinde büyüklük yaklaşık olarak 15-20 mikron kadar olur. Kıkırdak doku vücutta eklemlerin birbirine sürtünme yüzeyinde olduğundan, sürtünmeyi azaltan etki gösterir. Kıkırdak dokusunda hasar olması durumunda, bunun eski haline dönmesi mümkün olmaz. Bu durum özellikle eklemler açısından önem taşır. Kireçlenme olduğunda eklemlerde kıkırdaklar bozulur. Kıkırdak doku iskeletimizde kulak ve burun gibi bazı organların çeşitli bölümlerinde çatıyı oluştur. Kemiğe nazaran daha yumuşak olan kıkırdağın beyazımsı bir rengi bulunmaktadır. Kan damarlarını içermeyen ve bükülebilir özelliği olan bir yapıya sahiptir. Dokular arasında oluşan sızıntılar ile beslenmektedirler. Vücutta yarı taşıyıcı bir görev üstlenmişlerdir.
Kıkırdak çeşitleri nelerdir?
Hiyalin kıkırdak: Bu tür kıkırdaklar vücutta en fazla olan türlerdir. Işığı geçiren yapıdaki yarı saydam matrisi nedeniyle bu isimle anılır. Vücuttaki hareketli eklemlerde bulunan kıkırdaklar bunlardır. Kemiklerin iç kısmında kemikleşme merkezi olarak bulunurlar. Bunun dışında gırtlakta, burun ve nefes borusu gibi solunum yollarındaki duvarlarda olur. Bu tür kıkırdakları mikroskopla incelersek, bazı hücrelerin ikili, üçlü şekilde birbirinden ayrılmadan durduğunu görebiliriz. Bunlar izogen gruplar olarak tanımlanır.
Elastik kıkırdak: Bu türler sarı kıkırdak olarak ta anılır. Östaki borusunda, gırtlak ve kulak kepçesi gibi bölgelerde bulunur. Bu sayesinde borular devamlı açık olarak kalabilir. Bu kıkırdakların yapısı hiyalin kıkırdaklar gibi olsa da, matrise dağılmış olan elastik lifler içerir. Böylece sertliklerini korur, ancak elastik yapıda olurlar.
Fibröz kıkırdak (Fibrokartilaj): Bu kıkırdakların özel yapısı vardır. Yüksek gerilim ihtiyacı olan yerlerde ya da sertçe desteklenmesi gereken yerlerde, kalça ile pelvis kemiklerinin arasında, omurgalar arasındaki disklerde, tendonlar ile kemiklerin birleşim yerinde bu kıkırdaklar bulunur. Bu kıkırdakların yapısı hiyalin kıkırdak ile yoğun kıkırdak dokunun karışımı gibidir.
Kıkırdakları etkisi altına alan hastalıklar nelerdir?
Kıkırdakların etkilenmesine neden olan hastalıklar kıkırdak büyümesine ve kemikleşmesine neden olan rahatsızlıklardır. Kıkırdakların en yoğun şekilde etkilendiği hastalık gruplarının arasında artrit, koskokondritossurma ve akondroplazi gibi rahatsızlıklar bulunmaktadır.
Eklem kıkırdakları kendini yeniler mi?
İnsan ömrünün gittikçe uzaması nedeniyle, eklemlerde olan hiyalin kıkırdaklarının buna ayak uydurması daha zor olmaktadır. Bunun nedeni kıkırdak dokusunun kendini yenilemesinin çok zor olmasındandır. Kıkırdak yapının içindeki hücrelerin sayısı kütlesinin sadece % 1’ini oluşturmaktadır. Bu hücrelerin insanların yaşamı boyunca ya da yaşın ilerlemesiyle birlikte azalma göstermesi yüzünden kendini yenileyemez. Bu yüzden kendini yenilemesi bile zorken, bu olasılık tamamen yok olmaktadır. Kıkırdak doku eskiden daha az kullanılırken, yaşamın uzamasıyla birlikte daha uzun kullanmak zorundayız. Bu nedenle vücudumuza iyi bakmalıyız.
Kıkırdak kayıpları neden olmaktadır?
Aşırı kilolu olmak, devamlı olarak aynı pozisyonda olmak, fiziksel aktiviteleri az yapmak, vücutta farklı alanlarda kıkırdak sorunlarını gündeme getirir.
Kıkırdak sağlığı nasıl sağlanabilir?
- Dizdeki kas grubunun çalışması ve güçlendirilmesi için, düzenli şekilde egzersizlerin yapılması ve dizlik kullanılması faydalı olur. Bu etkiyle dize binen yük kasların yardımıyla hafifleyecektir.
- Dizler için yapılan egzersizler içinde en faydalı olanlar bacak kaldırma çalışmasının yapılmasıdır. Bu çalışmanın gün içinde 100 defa yapılması uygundur.
- Ayakkabı seçiminde dikkatli olmalı, sportif seçimlerde yüzme tercih edilmelidir.
- Alkol kullanma alışkanlığı azaltılmalıdır. Çünkü alkole bağlı kemik iliğinde ödem oluşması 40 yaşından sonra daha fazla görülür. Bu yüzden kıkırdak yapısında daha kolay bozulma olur. Bu nedenle alkol kullanımına sınırlama getirilmelidir.
- Şeker hastalığı ve kortizon kullanımı kıkırdaklarda sorun gelişmesine sebep olabilir. Bu yüzden bu hastalıklar düzenli olarak takip edilmelidir.