Yarım baş ağrısı nedir?
Yarım baş ağrısı başın yarısını etkileyen ve zonklama tarzında çeşitli şiddetlerde yaşanan bir baş ağrısı türüdür. Bu ağrı migren olarak ta tanımlanır. Henüz neden kaynaklandığı belirlenmeyen, kompleks bir hastalıktır. Ağrının oluşması damarların genişlemesi yüzünden sinirlerin üzerine yaptığı baskıdan kaynaklanır. Bu türdeki ağrıların özelliği hastaları geceleri ağrı nedeniyle uyandırmamasıdır. Hastalar baş ağrısı çekerken uyuyabilir, geceleri rahatsızlık duymaz, ancak sabahları kalktıktan sonra baş ağrısı sürer. Ayrıca baş ağrısı çevreye yayılma göstermez. Çoğunlukla ağrı göz çevresinde başlar ve tek taraflı devam eder. Bu hastalar ağrı yüzünden kendilerini toplumdan uzaklaştırmak ister, ağrıyı uyarabilecek etkenlerden sürekli olarak kaçma eğilimi gösterirler.
Yarım baş ağrısını uyarıcı etkenler nelerdir?
Bu etkenler arasında hastaların rahatsız olabileceği gürültüler, ışık ve değişik kokular olabilir. Hastalar bunlardan kaçınmak için sakin yer arar, uyuyup ağrının etkisinin geçmesini beklerler. Burada bir tür ağrıdan bir kaçış söz konusudur. Bir başka söyleyişle kendilerini toplumun karşısında izole etmeyi seçerler. Hastalarda yorgunluk, stres ve uykusuzluk olması baş ağrısını tetikleyen faktörlerdir. Oksijen azlığının olması yüzünden damarlarda genişleme etkisi olur. Bu etki kirli ortamlarda bulunanlarda, kirli havada çalışan kişilerde daha yüksektir. Kadınların anatomisi yüzünden, yarım baş ağrısının kadınlarda daha fazla görülmesine sebep olur.
Yarım baş ağrısı tedavisinde ilaçların etkisi
Hastaların her baş ağrısında analjezik ilaçlara yani ağrı kesici ilaçlara başvurması yüzünden, daha uzun aralıklarla yaşanan baş ağrıları her gün etkili olmaya başlar. Bu durumda ağrı günlük, süreğen bir baş ağrısına dönüşür. Bilinçsizce kullanılmış olan ağrı kesici ilaçlar, yarım baş ağrısını geçirmediği gibi, gidişatını da değiştirmez. Bu transformer migren olarak adlandırılır. Şekil değiştirmiş olan baş ağrıları için yapılması gerekli ilk şey, içilen ağrı kesicilerin bırakılmasıdır. İlaçların böyle gelişigüzel kullanılması yerine, bunun için geliştirilmiş özel ilaçların kullanılması gerekir. Ayrıca baş ağrılarını tetikleyici etkenlerin hastaların uzaklaştırılması için bazı önlemler alınmalıdır. Hastalar rahat, stresten uzak ve gevşemiş bir konuma getirilmelidir.
Yarım baş ağrısında alternatif tedavilerin etkisi
Bu tedavide akupunktur gibi alternatif tedavi yolları kullanılır. Bunun faydasını gören hastalar vardır. Ayrıca son yıllarda tercih edilen ozon tedavisi de yarım baş ağrısının tedavisinde olumlu sonuçlara neden olmuştur. Bu tedavilerin uygulanması için hastaların genellikle ağrı kesicilerden fayda görmemiş ve baş ağrıları dinmemiş olması yeterli olur. Ozon tedavisi ağrıların kalıcı şekilde ortadan kaldırılmasında etkili olur. Ozon aktif oksijen olduğu için, toplardamarların büzüşmesine sebep olmaktadır. Cilt oksijeni daha iyi hisseder ve ağrı nöbetleri sırasında oksijeni koklanması bile etkili olur. Bunun kandan verilmesi durumunda, yarım baş ağrısını engelleyen bir tedavi yapılmış olur. Yapılan araştırmalarda ozon tedavisinin % 40 oranında yarım baş ağrılarını tedavi ettiği belirlenmiştir. Bu tedavi haftada 2 kez, toplamda 10 seans olarak uygulanmalıdır. Diğer alternatif tedavi yöntemi botoks uygulamalarıdır. Stres anında kişinin ilk yüz kasları gerilir. Bu gerilim baş bölgesinde olan kasları etkileyip, baş ağrısının ortaya çıkışını hızlandırır. Estetik amaçlı yapılmış botoks uygulamalarında, yarım baş ağrısı olan kişilerin nöbetlerinin azaldığı ve ağrıların hafif şekilde olduğu belirlenmiştir. Radyofrekans yönteminde, sinirlerin devre dışı bırakılması yüzünden ağrıları önleyen etkiler oluşturulur.
Yarım baş ağrısında cerrahi girişim var mı?
Radyofrekans ve botoks gibi alternatif tedavi yollarının uygulanmasından sonra, yapılan cerrahi girişimler yapılmamaya başlanmış. Yani tetikleyici etkilere karşı kas gevşetme ve sinirleri serbest bırakma girişimi yapılmaz. Hastalara botoks yapılıp, kasların kasılması engellenir. Bununla kasların tetikleyici olmalarının önüne geçilir. İlaç tedavisine destek olan, botoks, ozon ve radyofrekans gibi girişimler sayesinde hastaların iyilik hali uzatılır ve yaşam kalitesi yükseltilir.