Yenidoğan sarılığı nedir?
İnsan yaşamının ilk 28 günlük bölümüne yenidoğan dönemi denilmektedir. Zamanında doğan yenidoğan bebeklerin % 60’ında; erken doğan bebeklerin ise yaklaşık % 80’inde yenidoğan sarılığı görülmektedir. Yenidoğan bebeklerde görülen sarılıkların bir çoğu fizyolojik sarılıktır; yani belli bir tehlike sınırını aşmayan ve bir iki haftada kendiliğinden geçen sarılıktır.
Sarılık yenidoğan döneminin en çok rastlanan hastalıklarından biridir. Kan ve dokularda aşırı miktarda bilirubin maddesinin birikmesi bu hastalığa yol açar. Yaşamın ilk haftasında ortaya çıkan geçici bilirubin yükselmesi fizyolojik sarılık olarak adlandırılmaktadır. Bilirubin, başlıca alyuvar hücrelerinin parçalanması neticesinde açığa çıkan “hem” isimli bir maddenin metabolizması sonucu oluşmaktadır. Fetusta bilirubin plasenta aracılığı ile vücuttan atılır. Doğumdan sonra ise bu görevi bebek üstlenir. Sarılık bilirubinin aşırı miktarda yapımı, vücuttaki metabolizması ya da vücuttan atılımındaki aşamalarda ortaya çıkan bozukluktan kaynaklanmaktadır. Yenidoğan bebeklerin kırmızı küre hücreleri (alyuvarlar) daha fazla olduğundan dolayı parçalanması neticesinde bilirubin maddesi ortaya çıkar. Doğumdan önce bebeğin bilirubinini annenin karaciğeri temizler; doğumdan sonra ise bebeğin karaciğerinin bilirubini temizleyebilecek kapasiteye erişmesi birkaç gün almaktadır. Karaciğer tarafından yeteri kadar atılamayan bilirubin artarak sarılığa yol açar.
Yenidoğan bebeklerde sarılığın erken tespiti ve takibi son derece büyük önem taşımaktadır. Çünkü, sarılık genel oalrak kendiliğinden geçse de, bazı durumlarda bilirubin yüksek seviyelere ulaşıp beyinde hasara neden olabilmektedir. Bu yüzden sarılığı olan yenidoğanların bilhassa özellikle ilk bir hafta – on gün içindeki doktor takipleri oldukça önemlidir. On günden sonra kan beyin bariyeri kapanarak bilirubinin kandan beyne geçmesinin engellendiği bilinmektedir.
Fizyolojik sarılık genel olarak hayatın ikinci günü başlar, üç ve dördüncü günlerde en yüksek seviyesine ulaşır ve daha sonra giderek azalır.
Yenidoğanda sarılığa neden oalbilecek başka etmenlerde vardır. Bunlardan en sık görülen ikisi kan grubu uyuşmazlığına (ABO veya Rh uyuşmazlığı) bağlı olarak oluşan sarılıktır. Bu durumlarda alyuvarlarçok daha hızlı bir biçimde parçalanır ve fazla miktarda bilirubin açığa çıkar. Bebeğin yeterince anne sütü ya da biberonla besleniyorsa formüla (mama) alamaması, d annelerin bebekleri, bazı zor doğumlarda, bebeğin kafa derisi altında kan toplanması durumu, idrar yolu enfeksiyonu, anne sütü sarılığı, doğuştan gelen bazı enzim hastalıkları hastalığın diğer nedenleri arasında gösterilebilir.
Sarılık ilk olarak yüzde başlar, kandaki bilirubin seviyesi arttıkça göğse, karna, kol ve bacaklara doğru ilerlemeye başlar. Göz akı da sararır. Ciltteki sarı renk en iyi gün ışığında veya florasan lamba altında daha net görülür. Parmakla hafifçe burun veya karın cildine bastırılıp kaldırıldığında sarı renk daha bariz bir şekilde tespit edilebilmektedir. Bebeğinizin sarılık olduğunu farkeder farketmez, beklemeden bilirubin seviyesinin tespiti için bir uzman doktora başvurulmalıdır.
Biluribin seviyesi yükseldikçe bebeğin cildindeki sarılık koyulaşıp belirginleşir. Bebek daha çok uyur ve emmesi azalır. Eğer bilirubin çok yükselip beyni etkilemişse o zaman bebek tiz sesle ağlamaya başlar ve başını geriye atar bu durum havaleye kadar gidebilir. Bu durumdaki bir bebekte sonuçta genel olarak zeka ve motor gelişim geriliği, işitme ve görme sorunları meydana gelir. Yenidoğan sarılığı sık olarak görülmesine ve birçok bebekte kendiliğinden geçmesine rağmen bu durum her bebek için geçerli bir durum değildir. Hangi yenidoğanda bilirubin düzeyinin tehlikeli seviyeye ulaşacağı her zaman tahmin edilemeyeceğinden doalyı bebeğinizin ilk üç-beş gün içerisinde bir doktor tarafından görülmesi çok önemlidir.
Erken doğmuş bebekler, doğum esnasında kafa derisi altında kanama meydana gelmiş olanlar, ilk 24 saatte sarılığı tespit edilenler, emme sorunu olup buna bağlı olarak iyi beslenemeyen bebekler, sarılığı iki haftadan uzun süren bebekler, büyük kardeşlerinin bebeklik dönemlerinde ışık tedavisi gerektirecek kadar sarılık tespit edilmiş olanlar sarılık takibi altında tutulmalıdır.
Yenidoğan sarılığının en korkutucu komplikasyonu bilirubinin beyin ve sinir dokusunda neden olduğu kalıcı tahribattır. Bu tahribatın önlenmesi için bilirubin değeri belli bir düzeyin üstüne çıktığında “ışık tedavisi” olarak bilinen “fototerapi” tedavisi uygulanır.
Işık tedavisinin yeterli olamadığı daha ağır durumlarında ise kan değişimi yoluyla bilüribin vücuttan uzaklaştırılır. Bilirubin seviyesi riskli düzeyin altındaki bebekler ise doktor kontrolünde takip edilmeli ve gerekli durumlarda müdahale edilmelidir.