Yıldırım Bayezıt kimdir?
Osmanlı sultanlarından dördüncüsü olan 1. Bayezıt diğer ismi ile Yıldırım Bayezıt 1360 yılında Edirne’de dünyaya gelmiştir. Babası Murad Hüdavendigar, annesi ise Rum milletinden olan Gülçiçek Hatun’dur. Yıldırım Bayezıt sureten, yuvarlak yüzlü, koç burunlu, beyaz tenli, ela gözlü, kumral saçlı, sık sakallı olmakla beraber cismen de iri yapılı ve geniş omuzluydu. Yıldırım lakabının verilmesinin hikmeti ise, Girdiği savaşlarda gösterdiği cesaretten, batıda ve doğuda olan düşmanlarına karşı gösterdiği hızlı bir şekilde karar alması ve hemen uygulamaya sokmasından dolayı tarihte ona bu lakap verilmiştir.
Çocukluk yıllarını Bursa Sarayı’nda kardeşleriyle birlikte geçiren Yıldırım Bayezıt, çok İyi bir eğitim almıştır. Bulunduğu asrın en büyük alim ve ulemalarından dersler almış ve bu gençlik yıllarında Kütahya sancağında valilik yapmıştır. Babası ile beraber katıldığı, 1. Kosova savaşı sırasında şehit olan Sultan Murad Hüdavendigar’ın vasiyeti üzerine 1389 yılında padişahlığa getirilmiştir. Tahta çıktığı zaman 29 yaşlarında idi.
1389 yılında 1. Kosova savaşından sonra, Bulgaristan ve Bosna’nın fethi gerçekleştikten sonra, Anadolu’da bulunan beyliklerin Sultan Murad Hüdavendigar’ın vefatını fırsat bilerek Karamanoğulları beyliği hem Beyşehir’i işgal etmiş, hem de Anadolu’da bulanan diğer beylikleri kışkırtarak karışıklık çıkartmaya başlamıştır. Bunun üzerine Yıldırım Bayezid, Balkan devletleriyle açık antlaşmalar imzalamış ve daha sonra Osmanlı devletine karşı güç birliği yapan Anadolu Beyliklerine karşı mücadeleye girişmiştir. Tahta çıktıktan sonra, ilk yıllarında Anadolu’da bulunan ve isyan eden Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Germiyanoğulları, Hamidoğulları, Menteşeoğulları beylikleri ile uğraşarak bunları kontrol altına almakla, bu beyliklerin başına Osmanlı’da yetişen idareciler atanmıştır. Anadolu’da birliği böylece sağlamıştır. Bundan sonra yüzünü Balkanlara dönerek bir süre alakadar olamadığı bu yerlerde bulunan yerel devletleri tekrar kontrol altına almak için harekete geçmiştir. Balkanlarda bulunan devletler kendi aralarında mücadele ettikleri için tekrardan kontrol altına almak zor olmamış ve kısa sürede düzen sağlanmıştır.
Kosova savaşında ölen Sırbistan Kralı Lazar’ının yerine oğlu Stefan Lazaroeviç geçmiş ve daha sonra barış antlaşması için Edirne’ye gelmiştir. Bu sırada kral, kız kardeşi Maria’yı 1. Bayezid’e verir. Ve bu evlenme neticesinde Osmanlı devleti ile Sırbistan arasında dostluk kurulur.
Bundan sonra bu dönemde balkanlarda yaptığı haçlı orduları ile savaştığı Niğbolu zaferi bulunmaktadır. Tarihte çok önemli ve Türklerin balkanlarda ki Osmanlı hakimiyetinin pekişmesi açısından önemli bir hadisedir. Bu zaferle ilgili tarihi seyre baktığımızda, Osmanlı devletinin ve Rumeli’de ve Balkanlarda elde ettiği zaferden, faaliyetlerinden ve ilerlemesinden dolayı haçlılar telaşa düşerek Osmanlılara karşı birleşmişlerdir. Macar kralı olan Sigismund, Papa’nın da desteğini alarak İngiliz, Fransız ve Alman kuvvetlerinden ve diğer Avrupa ülkelerinin de katılımıyla büyük bir haçlı ordusu toplayarak, bu ordunun başına geçmiştir. Bu haçlı ordusunun toplanmasının asıl amacı ise, o tarihte Yıldırım Bayezid’in İstanbul’u 5 yıldır kuşatma altında tuttuğundan dolayı, İstanbul’a yardım için toplanmış bir ordudur. Haçlı ordusu, 1396 tarihinde mayıs ayında harekete geçerek, tuna nehri kıyısında bulunan Niğbolu kalesini kuşatmışlardır. Bunun üzerine kale kumandanı Doğan bey, Yıldırım Bayezid’a haber göndererek ordu gelene kadar kaleyi başarılı bir şekilde savunmayı başarmıştır. Osmanlı ordusu 1396 tarihinde Niğbolu kalesi önlerinde haçlı ordusu ile kanlı bir savaş meydana gelmiş ve haçlı ordusu büyük bir bozguna uğrayarak Niğbolu zaferi kazanılmıştır. Bunun üzerine haçlıların geri aldığı yerler, tekrardan Osmanlı topraklarına geçmiştir. Bu zafer neticesinde Bulgar Krallığı tamamen ortadan kaldırmakla beraber, Macaristan içlerine kadar akınlar yapılabilmiştir. Bu hadiseden sonra Haçlı ordusu uzun bir süre kendisini toparlamayarak Osmanlı Devleti üzerine yürüyememiştir. Bu büyük zaferden sonra Abbasi halifesi tarafından Yıldırım Bayezid’a Sultan ünvanı verilmiştir. Niğbolu zaferinden sonra İstanbul tekrardan 3 defa daha kuşatılmış. Fakat alınmaya muvaffak olunamamıştır . Bu sırada Anadolu hisarı yaptırılmıştır.
Anadolu’da Timur tehlikesi çıktığı için birinci Beyazıt, Bizans’la anlaşma yaparak kuşatmayı kaldırmıştır. Anlaşmada İstanbul Sirkeci civarında bir cami bir Türk mahallesi kurulması ile yıllık harç miktarının arttırılmasına karar verilerek anlaşmaya varılmıştır.
Tarihte Osmanlı Devletinin dağılmasına ve karışıklıkların başlamasına sebep olan Ankara savaşıdır. Timur tekrardan Hun İmparatorluğunu kurmak amacıyla İran’ı alarak ta Hindistan’a kadar seferler düzenlemiştir. Bundan dolayı Azerbaycan ve Bağdat Emirleri Yıldırım Bayezid Han’a sığınmışlardır. Bunun üzerine Timur, Yıldırım Bayezid ‘tan emirleri geri istese de, geri verilmediği için iki devletin arası açılmıştır. Timur Anadolu’ya geçerek Sivas’a kadar gelip, Sivas’ı yağmaladıktan sonra Anadolu’nun içlerine kadar ilerlemiş ve neticede iki ordu Ankara Çubuk ovasında karşılaşmışlardır. Yapılan büyük ve kanlı savaş neticesinde Yıldırım Bayezid’ın ordusunda bulunan kara tatarların Timur’un tarafına geçmesinden dolayı Osmanlı ordusu dağılmış ve 20 temmuz 1402 yılında Ankara savaşını Osmanlı Devleti kaybetmiştir. Savaş neticesinde Yıldırım Bayezid esir düşmüştür. Bu savaşın kaybedilmesi ile Osmanlı devletinin 50 yıl duraklama sana sebep olmuş ve fetret dönemi başlamıştır. Bu savaşın kaybedilmesinden sonra Osmanlı Devletinin şehzadeler tarafından 4 ayrı bölgeye liderliklerini ilan ederek ayrılmışlardır. Timur savaştan sonra Bursa’ya, İznik ve İzmit’e kadar giderek bu illeri tamamen yağmalamış ve yıkmıştır.
Yıldırım Bayezıt, 13 yıl süren saltanatı sonunda esaretinin başlamasından 7 ay 12 gün sonra yani 43 yaşında Akşehir’de 8 Mart 1403 tarihinde vefat etmiştir.