Yusuf Akçura kimdir?
Yusuf Akçura 2 Aralık 1876 tarihinde Moskova’nın doğusunda bulunan Ulyanovsk’ta doğmuştur. Kazan’a göç etmişolan Kırım Türkleri’nden aristokrat bir ailenin bir ferdidir. Babası çuha fabrikası sahibi Hasan Bey, annesi isevYunusoğulları’ndan Bibi Kamer Banu Hanım’dı. 2 yaşında iken babasını kaybeden Akçura annesi ile birlikte yedi yaşına gelmeden İstanbul’a göç etmiştir. Annesi, İstanbul’da Dağıstanlı Osman Bey ile evlenmiştir. Osman Bey, Yusuf’un eğitimi ile yakından ilgilendi, onu asker olması için teşvik etmiştir.
Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1895 yılında Harbiye Mektebi’ne girmeyi başarmıştır. Harbiye yıllarında Türkçülük fikirlerinin oluşmaya başlaıdğı görülmektedir. 1897 yılında Malumat Dergisi’nde yayımladığı “Şehabettin Hazret” adlı ilk makalesini Rusya Türkleri ile Osmanlı Türkleri’ni tanıştırma maksadıyla kaleme almıştır.
Akçura, Harbiye’nin ikinci sınıfında öğrenciyken Genç Türk’lük düşüncesine hizmet ettiği gerekçesiyle 45 gün mahkum edilmiştir. Daha sonra Taşkışla Divan-ı Harbi’nde yargılanan Akçura hiçbir sebep yokken müebbet olarak Fizan’a sürgün edilmiştir. Akçura arkadaşı Ferit Bey’le birlikte bir kayığa binerek buradan Fransa’ya kaçmıştır.
1899 yılında Fransa’ya gelen Akçura’nın Türkçülük fikirleri burada olgunlaşmaya başlamıştır. Akçura Paris’te üç yıl boyunca Science Politique okuluna devam etmiştir. 1903 yılında Siyasal Bilgileri bitiren Yusuf Akçura, Türkiye’ye dönmesi ya¬sak olduğundan dolayı Rusya’ya döndü ve amcasının evine yerleşti. Çok büyük tartışmalar yaratan ve üzerine kitaplar yazılan, Türkçülüğün ilk kez bilimsel izahının yapıldığı “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesini burada yazdı.
1905 ihtilâlı ve Rus meşrutiyetinin ilan edildiği dönemde Yusuf Akçura Rusya’daydı. Türkçülüğü yaymak için Kazan’da tarih, coğrafya ve Osmanlı-Türk edebiyatı öğretmenliği yapan Akçura “Kazan Muhbiri” adlı bir gazete çıkarmaya başlamıştır. Gaspıralı İsmail Bey, Ali Merdan Bey, Abdürreşit Kadı ibrahimof gibi Türkçülüğün ileri gelenleri ile birlikte 1905 yılında “Rusya Müslümanları İttifakı” adında büyük bir parti kurmuştur. Yusuf Akçura birinci seçimlerde Rus meclisi Duma’ya Kuzey Türklerinin girmelesini sağladı. Bu arada tutuklanarak seçimler bitene kadar hapiste tutuldu. Yusuf Akçura 1908 yılında Türkiye’ye gelene kadar siyaset ve kültür çalışmalarına devam etmiştir.
Yusuf Akçura İstanbul’da Türkçü çalışmalarına aynı hızla devam etmiştir. Aralarında Necip Asım, Ahmet Mithat, Emrullah Efendi, Bursalı Fuat Raif, Feylesof Rıza Teyfik ve Ahmet Ferit (Tek) gibi önemli şahısların bulunduğu kişilerle 25 Aralık 1908 tarihinde Türk Derneği’ni kurdular. 1909-1910 yıllarında “Sırat-ı Müstakim” adlı bir dergide yazılar ya¬yınlamaya başladı. Daha sonra bu Türk Derneği’nin yerine 18 Ağustos 1911 tarihinde Mehmet Emin (Yurdakul), Ahmet Hikmet, Ağaoğlu Ahmet, Hüseyinzade Ali, Doktor Akil Muhtar ile birlikte “Türk Yurdu” adlı bir dernek kurmuştur. “Türk Yurdu Dergisi”ni yayın organı olarak çıkarmaya başladı. Bu dergi 17 yıl yayın hayatına devam etti. Yusuf Akçura, 1912 yılında açılan Türk Ocağı’nın kuruluşunda aktif rol aldı.
Hilal-i Ahmer temsilcisi olarak 1918 yılında Rusya’daki Türk esirlerini kurtarmak için Rusya’ya gitti ve bir yıl burada kaldı. 1919 yılında Türkiye’ye dönen Akçura, 1919 yılının Ekim ayında Ahmet Ferit’in kurduğu “Milli Türk Fırkası”na katıldı. 1919 yılı sonunda İngilizler tarafından hapsedildi. 1920 yılında hapisten çıkınca Selma Hanım ile evlenerek Anadolu’ya geçti. Dışişleri Bakanlığında Genel Müdür olarak görev yapan Akçura, 1923 yılında İstanbul milletvekili seçildi. 1925 yılında açılan Ankara Hukuk Mektebi’nde siyasî tarih hocalığına başlamış olan Akçura, 1931 yılında Atatürk tarafından Türk Tarih Kurumu’nu kurmakla görevlendirilen bilim adamları arasında yer almıştır. 1932 yılında Türk Tarih Kurumu’nun başına getirilmiştir. 1933 yılındaki üniversite reformundan sonra İstanbul Üniversitesi’nde Siyasi Tarih profesörlüğü yapmıştır.
1934 yılında sağlığı bozulan Yusuf Akçura 11 Mart 1935 tarihinde Kars Milletvekili iken kalp krizi geçirerek öldü.
Bazı eserleri
1- İlk Büyük Türk Tarihçisi,
2- Osmanlı Saltanatı Müessesatının Tarihine Dair Bir Tecrübe,
3- Üç Tarzı Siyaset,
4- Ulûm ve Tarih
5- Alimcan-el Barudi Tercüme-i hali (eski harflerle),
6- Kazan Muhbiri’ndeki Makaleleri,
7- Defter-i A’mal
8- Glohofski’nin Nutku Üzerine Mütalâa
9- Bir Tavsiye,
10- Şark Meşelerine Dair,
11- Nur ve Zulmet,
12- Rusya İhtilâline Dair,
13- Türk, Cermen ve İslav Halkları Arasındaki Tarihî Münasebetler,
14- Rusya’daki Türk – Tatar Müslümanların (bilgi yelpazesi net) şimdiki Vaziyeti ve Emelleri
15- Siyaset ve îktisad,
16- Cihan harbine iştirakimiz ve istikbalimiz
17- Tarih Yazmak ve Okutmak Usulleri,
18- Osmanlı İmparatorluğunun Dağılma Devri,