Zararlı otlardan kurtulma yolları nedir?
Bağ, bahçe ya da tarla ve park gibi özel olarak düzenlenmiş olan ekili alanlarda kendiliğinden yetişen yabani bitkilere zarar ot denilmektedir. Bunların zararlı bitkiler olarak tanımlanmasının iki temel nedeni bulunmaktadır. Birincisi toprağın besinini tüketerek tarım bitkilerinin sağlıklı büyümesini engellemeleri ikincisi ise bitki hastalıklarının yayılmasına sebep olmasıdır.
Her türlü şartlara dayanabilen hızla çoğalan ve yok edilmesi zor olan bazı bitkiler bu özelliklerinden dolayı sadece tarım alanlarında değil, yetiştikleri her yerde zararlı ot sayılmaktadır. Örneğin devedikeni bu tip bir bitkidir. Tarım bitkilerinin asalağı olarak kabul edilen ve besinini bölüşen cinsaçı gibi zararlı bitkiler ise tarım ürünlerinin gelişmesine engel olarak verimi düşürmektedir. Bazı zararlı bitkiler de çayırlarda otlayan çiftlik hayvanlarında zehirlenmelere sebep olmaktadır. Mahmude otu ve karahindiba adı verilen bazı otlar ise park ve bahçelerdeki çim ile kaplı olan alanların en büyük düşmanıdırlar. Zararlı otlar ekili alanlar dışında da bazı sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Örneğin otoyolların kenarında büyüyen uzun otlar görüşü engellediği için kazalara sebep olmaktadır. Akarsularda yetişen su bitkileri ise ulaşımı engellemektedir.
Zararlı otlar insanlar ve hayvanlar aracılığı ile kendi doğal ortamlarından çok uzaklara kolayca yayılabilmektedir. Örneğin Avustralya’da sığırlar için ciddi tehlike yaratan zehirli iki yabanıl lale türü Güney Afrika’dan bu kıtaya taşınmış ve binlerce hektarlık otlağı kullanılmaz hale getirmiştir.
Çok yıllık olma özelliğine sahip olan zararlı otlar hiçbir önlem alınmadığı zaman yıldan yıla artış göstererek artmaya başlar. Bu otlardan bazıları toprak altı gövdeleri ile bazıları da boğumlu sürünücü gövdeleri ile yayılma gösterir. Bu gövdelerden küçük bir parça toprakta bırakılacak olursa bitki yeniden filizlenip çoğalabilmektedir. Bu yüzden tarlaların dikkatlice sürülmesi ya da kazılması öbekler halindeki bu otların parçalanmasına ve toprak altı gövdelerinden kopan parçaların toprakta filizlenmesine yol açmaktadır.
Çok yıllık zararlı otlardan kurtulmanın en güvenli yolu bunların yapraklarını yakmak ya da kesmektir. Bitkiler besin üretici organlar olan yapraklarını yitirdikleri zaman gelişmezler. Bu otlardan tamamen kurtulmanın diğer bir yolu da toprağı özenle kazarak bitkilerin yayılıcı parçalarını temizlemektir. Ne var ki toprağı tamamen otlardan arındırabilmek için bu işlemin bir çok kez tekrarlanması gerekebilir. Bu yöntem özellikle ayrıkotu ve atkuyruğu gibi çok derinlere kök salan otların ayıklanmasında işe yaramaktadır.
Bir yıllık zararlı otlar yaşamlarını kısa sürede tamamlayıp ölür, ama çevreye saçılan tohumlarından yeni bitkiler gelişmektedir. Bazı türler yazın öylesine hızla gelişir ki çimlenip tohum vermesi sadece birkaç hafta sürmektedir. Bir yıllık otların bir kısmı yılın en soğuk ayları haricinde hemen hemen her mevsim açıp tohum verebilmektedir.
Bir yıllık zararlı otlar yeni filizlenmeye başladıklarında çapalanarak yok edilebilirler. Sökülen bitkilerin hemen ölmesi için bu işlemi kuru havalarda yapmak gerekir. Yoksa havanın yağışlı olduğu ve toprağın ıslak olduğu mevsimde sökülen bitkilerin büyük bölümü yeniden canlanır.
Zararlı otlar ile savaşta ot öldürücü ilaçlardan da faydalanılmaktadır. Ama öncelikle kullanılan ilacın ürüne zarar vermeyeceğinden emin olmak gerekir. Örneğin çim ekili olan alanlarda ve tahıl tarlalarında sadece geniş yapraklı otlara karşı etkili olan seçici ot öldürücüler kullanılmalıdır. Bu tür ilaçlar geniş yapraklı bitkilerin yapraklarında tahıl ya da çim bitkilerine hiçbir zara vermez.
Zararlı bitkilerden kurtulmanın bir yolu da biyolojik mücadeledir. Zararlı otların yayılmasından başka bitki ya da hayvanlarla denetim altına almayı amaçlayan bu yöntem daha güvenilir olmakla birlikte her zaman kesin sonuç vermez.